4 Nisan 2013 Perşembe

Yurtdışı dosyası - Nereleri gördüm?



Sene 2001' di. 20 yaşında ilk yurtdışı seyahatimi yaptım İtalya' nın Milano kentine. O dönem üniversiteden bir arkadaşım Erasmus bünyesinde oradaydı, bu şansı değerlendirmek istedim. İlk yurtdışı uçuşumda hatırlıyorum çok heyecanlıydım, yalnızdım ama beni karşılayacak birinin varlığı beni rahatlatmıştı. İtalya' da kaldığım 5 gün boyunca, Milano, Floransa ve Venedik şehirlerini gezdim, en çok Floransa' yı beğeniştim, Avrupa Mimarllık tarihi dersinde öğrendiğimiz yapıların bizzat asıllarını görmek muhteşemdi. Şehirlerarası gezileri trenle yapmıştık, yeme-içmelerde ise aklımda kalan tabii ki nefis ince leziz pizzalar ile limoncello içkisi :) 20. yaşgünümü de orada kutlamak kısmet olmuştu.



Ve Amerika rüyası .) Yıl 2003, kuzenimin bulunduğu şehre ofis stajına gidiyorum. 15 saatlik New York aktarmalı uzun bir yolculuk sonrası Philedelphia' ya varıyorum. Kuzenim o gün beni ayık tutmak için uğraşıyor, jet-lag olmuş ben, başım dönüyor, nasıl uykum geliyor..Sonraki gün oradan yaşam saatlerine uyum sağladım ve 1,5 ay boyunca sürecek olan Amerika maceram başladı. Ofis stajımda New Jersey köprü projesinin modellenmesinde görev aldım, hafta içi her gün 9-17.00 ofisteydim. Öğle aralarında kuzenim ve eşiyle yemek molası veriyordum. Staj çıkışı da ver elini sokaklar, mağazalar, yeni keşifler. Elimde şehir haritası, kuzenimin tavsiyeleriyle ucuz alışveriş duraklarına uğruyordum akşama kadar. Amerika bir alışveriş cenneti, 1 dolar' a neler alırdım, ey gidi..1,5 ay sürecinde, New York ve Atlantic City (casinolar şehri) şehirlerini de gezdik. New York hakikaten rüya gibi, Manhattan boyunca yükselen binalar insanın başını döndürüyor. Özgürlük anıtı ve ulusal müze unutulmaz güzellikte.




Erasmus benim için bulunmaz bir fırsat oldu, vizyonumun daha da gelişmesindeki katkısı büyüktür. 2005-2206 akademik yılında erasmus bursu ile Almanya Technische Universtat Cottbus' ta okuma hakkı kazandım. O dönem yüksek lisans tez aşamasındaydım ve araştırma görevlisi olarak ilk çalışma yılımdı. Cottbus Berlin' e yakın küçük bir üniversite şehri, nasıl sakin bir şehir.. Elbette ki yakın duraklar olan Berlin ve muhteşem güzellikte bir şehir olan Dresden' e hemen turlar düzenlendi. Deutsche Bahn ile şehirler arası ulaşım çok kolay ama "birlikte yolculuk" diye tanımlanan Mitfahr ile yolculuk hem çok uyguna geliyor hem tam macera. Bir kaç arkadaşınızla birlikte gerçekten keyifli oluyor. 25. yaşgünümü de orada kutlama şansı edinmiştim. Özellikle İspanyol arkadaşlarımla diyaloğum halen sürüyor, hatta geçen yıl içlerinde birini İstanbul' a gelişlerinde ağırlamıştım, Nisan'la d tanışmılardı. Bir gün biz de onları ziyaret edeceğiz ailecek. Almanya' da ayrıca; Gelsenkirchen, Bochum, Dessau şehirlerine de gittim. Baushaus binasını çok merak ediyordum, bu açıdan hazine gibi bir gezi oldu benim için özellikle Dessau. Bu arada, hazır elimde uzun süreli Schengen vizesi varken önce Prag sonra günü birlik orayı da turlayıp Viyana' ya geçiş yaptım. Orada da okuyan üniversiteden bir arkadaşım sağolsun kalma-gezdirme işlerinde çok yardımcı olmuştu. Gittiğimizde de şansımıza Mozart yılı idi, özel etkinlikler vardı. Bu iki şehrin resimleri eski laptopumda kalmış, bulabilirsem ekleyeceğim. Viyana, çok çok güzel bir şehir, aklımda harika güzellikte binaları ile yer etti. Ama tekrar bu kez eşimle gitmek istiyoruz, şöyle bir Viyana Filarmoni' yi dinlemek lazım .)



Sene 2008, çok ilginç bir rota, Dubai .) Yine bir arkadaşımın iş için oraya gitmesini fırsat bilerek, 4 günlüğüne temmuz sıcağını göze alarak yollara düştüm. Ayak bastığım an yüzüme vuran nemi sıcağı unutamam. Ayaklarımdaki sandalet kayıyor düşünün .P Hava sarı, yer sarı..tam bir çöl memleketi. İlk iki gün gezilebilecek turistik yerleri dolaştıktan sonra kalan iki günü de alışverişe ayırdım. Bilen bilir, Dubai' nin nasıl bir cevher olduğunu .)) Gerçekten gidip görülmesi gereken yerlerden. Arap dünyasının farklılıkları, değişik alışkanlıkları, yeme kültürü bambaşka. Gitmişken çölde jeep safarisi yapmayı unutmayın, inanılmaz adrenalin .)) Vee tabii ki benim gibi deveyi binmeyi de unutmayın.



Sene 2010 balayı rotalarımız olan 3 gün Londra, 2 gün Edinburgh .)) Londra' yı anlatmaya gerek yok, ilk fırsatta herkes gitmeli, şehri yaşamalı .) İngiltere vizesi almışken eşimin çok merak ettiği İskoçya dağlarını görmek için Edinburgh' e de gittik. Çok çok bayıldık, o heybetli dağlara, muhteşem doğasına, ekose kumaşlara :)) Tekrar ileride gideceğiz kısmetse nisanni ile .)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşüncenizi paylaştığınız için teşekkür ederim :)

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.