25 Aralık 2013 Çarşamba

İlk Param'la çocuğunuz büyüdükçe parası da büyüyecek.

yapi-kredi-ilk-param

Çocuklarına iyi bir gelecek hazırlamak isteyen anne-babalar için Yapı Kredi’nin yeni bir ürünü var: İlk Param

İlk Param, çocuğunuzun her adımında onunla beraber büyüyecek uzun dönemli bir birikim hesabı... İlk Param ile 0-18 yaş arası çocuklarınız adına şimdiden birikim yapmaya başlayabilirsiniz.

Çocuklarınızın gelecekteki ihtiyaçları için şimdiden birikim yapmaya başlamak isterseniz, İlk Param bunu oldukça kolay bir hale getiriyor. İlk Param’a Yapı Kredi kredi kartlarınızdan otomatik ödeme talimatı vererek, çocuğunuzun geleceğini garanti altına alan paranın kendi kendine birikmesini sağlayabilirsiniz.

İlk Param’ın Özellikleri

- İlk Param ile şimdiden çocuklarınız adına düzenli birikim yapabilirsiniz.
- Ortak hesap açarak sevdiklerinize İlk Param hediye edebilirsiniz.
- Belirleyeceğiniz tarih ve sıklıkta, belirleyeceğiniz miktarda düzenli birikim talimatı verebilirsiniz.
- Vadesiz hesaptan düzenli alım talimatı verilebildiği gibi, Yapı Kredi kredi kartlarından da düzenli birikim talimatı verebilirsiniz.
- Ara Ödeme fonksiyonu ile toplu olarak tek seferde ödeme de yapabilirsiniz.

Sevdiklerinize İlk Param hediye edin.

İlk Param’ı yalnızca kendi çocuklarınız için değil, yakınlarınızın çocukları için de açtırabilirsiniz. Böylece hem onlara unutulmaz bir hediye vermiş hem de yeni doğan bebeğin geleceği için birikim yapmaya teşvik etmiş olursunuz.

Neden İlk Param?

Uzun vadeli birikim imkanı sağlayan ilk Param %100 YFAK2 fonu içermektedir. YFAK2 fonu, esnek portföy yapısıyla gerek bono, gerek hisse senetleri piyasasındaki getiri fırsatlarını değerlendirir. Fonun amacı uzun vadeli yatırımların enflasyon karşısında değer kaybetmesine engel olarak enflasyon üzerinde getiri sağlamaktır. Fon yönetiminde yatırım yapılacak sermaye piyasası araçlarının seçiminde nakde dönüşümü kolay ve riski az olanlar tercih edilir. Uzun vadeli yatırım perspektifine sahip yatırımcılara uzun vadede orta risk seviyesi ile yüksek getiri elde etme imkanı sağlar.

Detaylı bilgi için tıklayınız.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

19 Aralık 2013 Perşembe

Çocuklar İçin Ağız Bakım Rehberi



Çocuğunuzun sağlıklı ve temiz dişlere sahip olmasındaki ilk rol, size düşüyor. Ona fırçalama ve yeme alışkanlıklarını en iyi siz kazandırabilirsiniz. Bu konuda eksikleriniz olduğunu süşünüyorsanız, bugünkü yazımızı size rehberlik edebilir.

Ağzı yeterince büyüdüğünde çocuğunuz nihayet 20 küçük dişe ve daha sonra 32 büyük dişe sahip olacak. Bütün çocuklar farklıdır ve bu nedenle ilk küçük dişin çıkması en erken 3 aydan başlayarak 12 aya kadar sürebilir ve bu ilk çıkanlar çoğunlukla alt orta dişlerdir. 6 yaş civarında çocuğunuzun hayatı boyunca kullanacağı ilk kalıcı dişi çıkacaktır.

Küçük dişler büyük işlere yarar

70 yıldan fazla dayanacak kadar sağlam büyük dişlerin aksine farklı görevlerine uygun olarak küçük dişlerin daha ince diş mineleri ve daha küçük kökleri vardır. Küçük dişler çiğnemeye yardımcı olmanın yanında, konuşma yeteneğini geliştirmek, çene ve yüz gelişimini desteklemek gibi birçok farklı işe de yarar. Daha da önemlisi diş etinin içinde çıkmayı bekleyen büyük dişlerin yerini tutarlar. Küçük dişler düştüğünde ortaya çıkan boşluk büyük dişlerin düzgün çıkmasını sağlayarak sağlıklı bir yetişkin gülümsemesi yaratmaya yardımcı olur.

Fırçalama ritüeli

İki yaş ve altı çocuklar için özel üretilmiş dış fırçası ve macunu kullanımı, diş fırçalamaya alışkın olmayan çocukların rahat etmesini sağlar, küçük dişlerin sağlıklı gelişimini destekler. Küçük ağızlarda rahatça kullanılmak üzere tasarlanmış küçük uçlu ve yumuşak kıllı fırça tercih edebilirsiniz.

Sağlıklı yemek

Bebekler büyüdükçe tatları daha iyi ayırt etmeye başlar ve birçoğumuz gibi tatlı yiyeceklere yönelir. Oysaki bu tatlı besinlerde bulunan şeker, çocuğunuzun ağzındaki doğal bakterilerle reaksiyona girer ve dişlere saldırarak çürüklere yol açan zararlı asitler üretir. Eğer küçük dişler çürük yüzünden erken yitirilirse, çocuğunuzun büyük dişlerinin gelişimini etkileyebilir.

Dişçiyi ziyaret

Çocuğunuzun ilk dişinin çıktığı andan itibaren dişçiye gitmeye başlamalı ve dişçiniz aksini söylemedikçe her 6 ayda bir tekrar uğramalısınız. Dişçiyi düzenli olarak ziyaret etmek çocuğunuzun diş bakımında önemli bir rol oynar çünkü bu ziyaretler çocuğun bu yeni ve bazen de garip ortama alışmasını ve yıllar boyu sürecek iyi alışkınlıklar edinmesini sağlar.

3-5 yaş için

Çocuğunuz küçük dişlerinin tamamını çıkarmıştır. Sabah ve akşam tam 2 dakika fırçalama yapması önemli. Bu yaşlarda çocuğunuzun dişlerini sizin fırçalamanız gerekse de, fırçayı kendilerinin tutmaya başlamaları iyi olacaktır. Yaşına uygun bir diş fırçasının üzerine bir bezelye kadar çocuk diş macunu sürün.

6 yaş ve üzeri

Yaklaşık 6 yaşından itibaren çocuğunuzun ağzında küçük, büyük dişler ve boşluklar olacak. Bu sıralarda ilk yeni dişler diş etinin için den çıkmaya ve küçük dişleri sallandırmaya başlar. Sonra küçük dişler tamamen dışarı itilir ve geriye büyük dişlerin dolduracağı boşluklar kalır. Yeni çıkan büyük dişlerin minesi tamamen olgunlaşmamıştır ve bu yüzden çürüğe karşı savunmasızdır. Bu aşama gençlik yıllarına kadar sürecektir. Küçük dişlerini kaybetmek her çocuk için büyümenin önemli bir parçasıdır ve büyük dişlerin hayat boyu dayanması gerektiği için ağız sağlığında kritik bir dönemdir. 7 yaş civarında çocuğunuz diş fırçalama sorumluluğunu kendisi taşımaya hazır olmalıdır. Yine de dişini doğru fırçaladığını kontrol etmeniz önemlidir.

4 adımda diş bakımı

1. Çocuğunuzun yaşına uygun bir fırça ve macunla günde iki defa dişini fırçaladığından emin olun.
2. Nazik ve dairesel hareketlerle dişin bütün yüzeylerini temizlemesini sağlayın.
3. Çocuğunuzun dişlerinin günde dört defadan fazla şekerli yiyecek ve içeceklere maruz kalmamasına dikkat edin.
4. Çocuğunuzu düzenli olarak altı ayda bir kontrol için dişçiye götürün.

Bir kaç tavsiye

-Çocuğunuza gece boyunca içebileceği bir süt ya da meyve suyu şişesi bırakmayın, çünkü ağzında şişeyle uyumak dişlerine zarar verebilir.
-Çocuğunuza hipopotam ya da aslan taklidi yapmayı öğretin ki dişini fırçalamak için ağzını kocaman açsın.
-Eğer çocuğunuz yerinde durmuyorsa dişlerini fırçalamak için kucağınıza oturtun. Büyüyünce arkasında durmak da işe yarayabilir.
-Dişlerini kaybetmek ve ağzılarında boşluklar oluşması bazen çocukları üzebilir, o yüzden diş perisiyle bu durumu eğlenceli hale getirin.
-Meyve suyuna 10’da bir su karıştırarak dişlerine değecek asit oranını azaltın.
-Her 3 ayda bir ve her hastalıktan sonra diş fırçası değiştirmek fırçalamanın her defasında mümkün olduğunca etkili olmasını sağlar ve mikrop taşınmasını azaltır.

Bir boomads advertorial içeriğidir.





18 Aralık 2013 Çarşamba

Size bir yılbaşı hediyem var: ELİF ŞAFAK- USTAM VE BEN


2014' e girmeden, ben de blogumda sizlere bir yeni yıl hediyesi vermek istedim. Son dönemin, muhteşem kitaplarından biri, Elif Şafak: USTAM VE BEN. Bu toprakların yetişirdiği en büyük mimarın, Mimar Sinan ve çırağının anlatıldığı bir dönem hikayesi..

Çekilişle ilgili detayları özetlersek:

- Blogumun takipçisi olmanız,
- Bu yayının altına yorum olarak ad, soyad ve mail bilgilerinizi yazmanız, yeterlidir.

*1 Ocak son katılım günüdür.

Herkese bol şans, yeni yıla yepyeni bir kitapla girmek isteyenleri beklerim .))


17 Aralık 2013 Salı

Yılbaşı hediyeleşme etkinliğinden






Melodram ' ın düzenlediği yılbaşı organizasyonu bünyesinde, Rengarenk Hobiler blogu ile hediyeleşme etkinliğinde beraberdik. Kendisini bu vesileyle tanıma imkanı buldum, bana ve kızıma gönderdiği nazik hediyeleri, el emeği göz nuru eserlerini sizinle paylaşmak istedim. Tekrar kendisine ince düşünceleri için teşekkür ediyorum .)

11 Aralık 2013 Çarşamba

Birlikte "bebeklerde alerji" konusunun detaylarına iniyoruz

Bir çok okuyucumun konuyla ilgili gelen soruları üzerine ‘bebeklerde alerji’ konusuna eğilmeye karar verdim. Alerji, değişen yaşam koşullarıyla birlikte son dönemlerde dünya çapında giderek artan bir durum. İstatistikler sizi korkutmasın ama günümüzde yaklaşık her 10 kişiden 3-4’ünün yaşamlarının bir döneminde alerjiden etkilendiği biliniyor.

Peki, alerji nedir? Alerji; bağışıklık sisteminin birçok insanı rahatsız etmeyen bazı maddelere karşı normalden farklı olarak verdiği tepkilerdir. Alerjisi bulunan kişilerin bağışıklık sistemi vücuda giren maddeyi zararlı olarak algılıyor, ve zararlı olmayan maddeye tepki vermeye başlıyor. Bu durum, döküntü, kızarıklık, kaşıntı, hapşırık gibi rahatsız edici belirtilere ve bazen şok gibi çok tehlikeli olabilen durumlara da neden olabiliyor.

Bebeklik ve çocukluk döneminde en sık rastlanan alerji tipi besin alerjisi. Besin alerjisinin de çeşitli türleri var. Bebeklerde en sık rastlanan besin alerji tipi ise inek sütü alerjisi.

Anneler dikkat; anne, baba veya kardeşlerinde alerji olan bebeklerde alerji gelişme riskinin daha yüksek olduğu biliniyor. Ailesinde alerji olan 10 bebekten 6-7’si büyük ölçüde alerji riski taşıyor.

İnek sütü alerjisi olan bebeklerin doktorları izin verene kadar inek sütü veya keçi gibi diğer hayvanların sütlerini içeren hiçbir gıda tüketmemeleri gerekiyor. Bu konuda çok hassas olmak şart, bu nedenle bebeklerini emziren annelerin süt ve peynir, yoğurt  gibi süt ürünlerini tüketmemeleri, doktorlarının önerdiği gibi beslenmeleri kritik önem taşıyor.

Bebekler, inek sütü içeren bir besin aldıklarında gaz sancısı, kusma, ishal veya kabızlık, dışkıda kan gibi sindirim şikayetleri; kızarıklık, kaşıntı, döküntü gibi cilt şikayetleri ; hapşırık, burun akıntısı, hışıltılı solunum ve nefes darlığı gibi solunum sıkıntıları yaşayabiliyor. Bu can sıkıcı belirtiler,  bebeklerde aşırı ağlama, huzursuzluk, yüz, gözler ve dudaklarda şişmeye ve bebeğin kilo alamamasına da sebep olabiliyor.

Bu belirtiler ile karşılaşan annelerin, bir an önce vakit kaybetmeden doktorlarına danışmaları gerekiyor.

Anneler çok iyi bilirler, ülkemizde uzun zamandır inek sütü alerjisi konusunda annelerin güvenerek bilgi edinebilecekleri bir kaynağın eksikliği duyuluyordu.

Artık inek sütü alerjisi başta olmak üzere besin alerjisi ile ilgili daha fazla bilgi edinmek, bebeğinizin alerji riski taşıyıp taşımadığını öğrenmek için www.bebekvealerji.com websitesini ziyaret edebilirsiniz.

Vakit kaybetmeden siteyi inceleyin, problem yaşayan diğer annelerin hikayelerini dinleyin ve uzman videoları yardımıyla giderek artan alerji problemi hakkında kendinizi bilinçlendirin.

http://www.bebekvealerji.com/AlerjiNedir.aspx
http://www.bebekvealerji.com/OzamanNeYapalim.aspx
http://www.bebekvealerji.com/HekimlerNeDiyor.aspx
http://www.bebekvealerji.com/Default.aspx?prm=ailelernediyor
http://www.bebekvealerji.com/AlerjiTesti.aspx

Bir boomads advertorial içeriğidir.

4 Aralık 2013 Çarşamba

Kahve Bahane etkinliği


Cansanat' ın düzenlemiş olduğu "Kahve Bahane etkinliği" sıcacık konusuyla beni kendine çekmişti. Eşleşmeler sonucu, blog arkadaşlarımdan Seyhan, http://defnenil.blogspot.com/ blogunun kıymetli annesi ile hediyeleşeceğimi öğrendim. Kendisini nazik hediye kutusu da bana geçen hafta ulaştı, için dopdolu. Kupa, çeşitli kahveler, güzel kokulu bir tealight, kahve eşiliğinde okumak için harika bir kitap ve kızım için ince düşünülmüş hediyeler. Şuan cep telefonumda bir tek bu resim olduğu için üstteki fotoğrafı ekledim, ama kutuyu açında çok mutlu olduğumu söylemeliyim .) Tekrar kendisine teşekkür ediyor, yeni yılda güzel dilekler temenni ediyorum. 

3 Aralık 2013 Salı

#blogfırtınası-3.gün: London girl!

Şu ana kadar uzak, yakın anlamda bazı ülkeleri gezme fırsatım oldu. Bunun için kendimi çok şanslı sayıyorum ve aileme bana güvendikleri ve bu imkanı tanıdıkları için teşekkür ediyorum.


İster istemez gezdiğim gördüğüm yerler arasında kıyas yaptığımda, bazı ülkelerde yaşayabilirim veya yok hayır ben buradan yaşamak isteme tarzı yorumlarım olmuştur. Misal, Amerika çok güzeldi, denildiği gibi bir rüyaydı, ama yaşamımı sürdürmeyi tercih etmezdim sanırım, aşırı uzaklığı nedeniyle özellikle. Sonrasında, gezmesi pek zevkli Avrupa ülkeleri.. Gezmesi gerçekten zevkli ama oranın diline çok hakim olmadan biraz zor olurdu sanırım. Bir de Birleşik Arap Emirlikleri var ki...sanırım sadece alışverişe giderim oraya .)) 

Görüp gezdiğim yerler arasında, şu ana kadar en yaşamıma ayak uydurabileceğim Londra. Kendimi yabancı gibi değil de, oralı gibi hissettiğim, rahat, hareketli, cıvıl cıvıl... Ama puslu havasına, yağmuruna ne kadar dayanabilirim o da ayrı bir konu .)) Bir de eşimin en sevdiği ülke olan İskoçya' ya yakınlığı da cabası!

Yalnız biliyorum ki, yurtdışında yaşama düşüncesi, kendim için çook gerilerde kaldı. Sadece gidip gezmek güzel veya gelecekte kızım üniversite veya master okumak için giderse, peşine biz de düşeriz yollara! .))

#blogfırtınası-2.gün: Merdivenler..


Üniversitedeki masamda elimi attığımda bu kitapta karşılaştım: Merdivenler..

"İnsanlar sürekli olarak farklı yükseklikte olan noktalar arasında gidip gelmek ve bu sırada bu noktalar arasındaki bağlantıyı sağlayan araçları kullanmak zorundadır". Aslında, mimari dilde düşey sirkülasyon sistemlerinden biri olan merdivenler, insan hayatının özeti bence. Hepimizin yaşamı böyle değil midir? Zaman zaman inişler, zaman zaman çıkışlarla dolu.. Önemli olan bence, iniş yaşadığımız anlarda umudu yitirmemek, olumsuzluğa kapılmamak, mücadeleye devam etmektir. Yaşam bir şekilde var ettikleri ve yitirdikleriyle devam ediyor çünkü. Nefes aldığımız her anın kıymetini bilmeliyiz, elimizde olmayanlar değil, sahip olduklarımız özellikle manevi değerlerimizi düşünerek mutlu olmalıyız. Hayatın bize sunduğu yükseliş zamanlarında ise, elde ettiklerimizin tadını çıkarmalıyız ama sarhoş olmadan, ayaklarımız hep yere sağlam sıkıca basarak. Bugün, Yapı Bilgisi dersimizin konusu olan merdivenlerin teknik özelliklerinden bahsederken, mecazi olarak da yaşamımızdaki önemi beni bu satırları yazmaya itti.

2 Aralık 2013 Pazartesi

#blogfırtınası -1.gün: "Bir varmış, bir yokmuş.."

Bir varmış, bir yokmuş..Geçmiş zamanın birinde, kalabalık ailesi olan bir kız çocuğu yaşarmış bir Anadolu kentinde. Anaokuluna dair izleri dün gibi hatırlayan, sınıfa girer girmez iki lego takımından birini kapan, evcilik oyanamaya bayılan, yemekle arası pek olmayan, sabahları uzuun uzun çiğnemekten kahvaltısını bir türlü bitiremeyen biriymiş o. Ağabeyiyle zaman zaman çığlık çığlığa kavga eden, zaman zaman da canciğer kuzu sarması oyunlar oynayan evin küçüğü, kalabalık sülalenin nazlısıymış. Bir sürü ama bir sürü kuzeni varmış...İlerleyen yıllarda, bankaların yeni yıl için verdiği takvimli defterlerin her bir sayfasını doldurmaya başlamış. O dönemin şarkıcıların resimlerini keser yapıştırır, o dönemin şarkılarının sözlerini çıkartırmış. Ama eeen çok sevdiği, her bir sayfayı kıyafet tasarımlarıyla doldurmakmış. Farklı tip model tiplerini itinayla çizer onları çizdiği mankenlere giydirir, renklendirirmiş. En sonunda da bu resimleri odasının duvarlarına, dolap kapaklarına asar kendi sergisini yaparmış, hatta daha da ileriye gidip oda girişine kırmızı kurdela yapıştırır, makasla keser serginin açılışısını bile yaparmış .)) O dönemde bir de, annesinin kıyafet dikimlerinden artan kumaşlarla tüm bebeklerine farklı modellerde ciciler dikermiş. Ayrıca, şişler ve yünler de iyi arkadaşı olmuş zamanla. Ördüğü yelekler, atkılardan yine bebekleri nasiplenirmiş. Bu el iş sevdası onu daha da ilerleyen yıllarda resim yarışmalarına katılmaya itmiş, bazen ödüller de kazanmış. Ama gün gelip, artık büyüyüp meslek seçimi kararını vermesi gerektiğinde, yine aklına el becerisini kullanabileceği, yaratmanın verdiği zevki tadabileceği bir meslek yapmak gelmiş. Üniversite yılları boyunca, tasarlamanın verdiği mutluluğun bazen farkında, bazen ise, artık yorgun olmanın tavan yapışıyla farkına bile varamadan bir mimar olmuş. Ancak, geçen süre zarfında şu gün farkına vardığı tek şey, çocukluğunda en mutlu olduğu zamanlarda yaptıklarıymış, hayallerini peşinde koşmakta geç kalınmaması gerektiğini çok iyi öğrenmiş. Henüz vakit varken, onları bir an önce hayata geçirebilmek dileğiyle..